Bu aşama meyveler dalından koptuktan sonra başlar ve tüketilene kadar devam eder. Burada bilinmesi gereken en önemli nokta meyvelerin dalından koptuktan sonra ana bitki ile irtibatı kesilmiştir ve içeriklerinde ne varsa yavaş yavaş tükenmektedir. Derim sonrası alınacak tedbirler bu tükenmeyi durdurmaya yönelik değil, yavaşlatmaya yöneliktir.
Metabolizmayı yavaşlatmanın en önemli şartı ise solunumu oranını düşürmektir. Muz meyvesi derim yapıldığında tüketime hazır değildir ve olgunlaştırılmaya ihtiyacı vardır. Ancak düzensiz bir olgunlaşma istenmeyeceği gibi olgunlaşmanın tam kontrolüde gereklidir. Bu nedenle olgunlaştırılana ve olgunlaştırdıktan sonra tüketilene kadar metabolizmanın muz meyvesinin yaşayabileceği en minimum seviyelerde tutulması gerekir. Metabolizmayı yavaşlatan en önemli etken ise soğuk havadır ve meyveler üşüme zararının gerçekleştiği derecenin üzerindeki minimum sıcaklıklarda tutulmak zorundadır.
Muz derim ve son tüketici arasındaki işlemlere diğer meyvelerden daha hassastır. Muz meyvesinin bu özel durumu derim yapıldıktan sonra bazı işlemlerden geçirilmesini gerektirmektedir. Derim sonrası optimum sıcaklık ve nem ile soğuk zincirin muhafazası tüm
meyve ve sebzelerde en önemli muhafaza kriterleri olduğu gibi muz muhafazasında da öyledir. Sıcaklık ve oransal nemi optimum düzeyde tuttuktan sonra muhafaza süresinin uzaması ve kalitenin korunması için ilave uygulamalar devreye girmektedir. Bu işlemlerde temel hedef raf ömrünü kalite ve miktar kayıpları olmaksızın uzatmaktır. Ülkemizde halen muz işleyen depo ve paketleme evlerinde genel olarak fungusit uygulaması dışında bir uygulama yapılmamaktadır.
Muz meyveside diğer meyvelerde olduğu gibi derim sonrasında solunum yapmakta ve etilen üretmektedir. Fungusit uygulamaları olgunlaşmanın temelini oluşturan bu iki fizyolojik olayı etkilememektedir. Fungusitler etki spektrumunda bulunan funguslara etkili
olmaktadır. Solunum ve olgunlukla etilen üretimi ve etkisinin önlenmesi için ilave uygulamalar yapılmalıdır.