Asmalarda sürgünlerin hızlı geliştiği mevsim başında, genç yaprakların sarımsı yeşil görüntüsü sürgünlerin hızlı uzamasından kaynaklanır. Bu durum yaz başına kadar devam eder. Fakat yaz başında itibaren topraktaki nem miktarı azalmaya devam ederse yapraklar solmaya ve buruşmaya başlar. Susuzluğun uzaması özellikle dip yapraklarda olmak üzere, yaprak kenarlarında kıvrılmalara ve kurumalara neden olur. Yeni çıkan sülükler ve sürgün ucu kurur. Yaprak rengi susuzluğun iyi bir göstergesidir.Bu durumda genç yapraklar ve sürgün ucu özellikle yaz aylarında sarımsı yeşil, olgun yapraklar ise grimsi yeşil bir renk alır. Susuzluğun devam etmesi halinde öncelikle dip yapraklar sararır ve dökülür.
Bu durum özellikle toprak derinliğinin az olduğu yerlerde veya çok sıcak havalarda belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Susuzluk devam ederse yapraklar ve daha sonra sürgünler tamamen kurur, aynı şekilde salkımlar da kurur ve dökülür.
özellikle mevsim sonundaki susuzluğun belirtisi yaprakların dökülmesidir. Dökülme öncelikle alttaki yaşlı yapraklardan başlar ve üst kısımlara doğru devam eder. Susuzluk belirtisi gösteren asmalarda stomalar 24 saate varan sürelerde kapalı kalabilir, üzüm tanelerinde çok az sayıda stoma ve lentisel vardır. Bu nedenle asmalardan su kaybında en etkili organ yapraklardır. Meyvelerin etkisi çok azdır. Asmalardaki susuzluk belirtileri, bir noktaya kadar sulama yapılarak giderilebilir. Fakat kuruyan yaprakları tekrar canlandırmak mümkün değildir.
Susuzluk, ianelerin hızlı gelişme döneminde meydana gelirse, taneler tam büyüklüğüne ulaşamaz. Bu dönemden sonra bağlar sulansa bile taneler yine de normal iriliğini alamaz. Üzümlerin olgunlaşma döneminde susuzluğun şiddeti artarsa, olgunlaşma gecikir, taneler olgunlaşsa bile donuk bir renk alır. Genellikle tanelerde güneş yanıklıkları görülür. Olgunlaşma periyodu esnasındaki hafif bir susuzluk, sürgün gelişiminin azalmasına, dolayısıyla fotosentez ürünlerinin tanelere yönelerek,üzümlerin erken olgunlaşmasına neden olur.
üzümler olgunlaştıktan yani hasattan sonra asmaların su ihtiyacı oldukça azalır. Bundan sonra bağlar sulanmasa da olur. Fakat özellikle sıcak yörelerde, sığ topraklarda veya erkenci çeşitlerin yetiştirilmesi durumunda,' hasattan sonra da bağların sulanması gerekebilir. Fakat sonbaharda özellikle sürgün gelişimini teşvik edecek geç mevsimdeki sulamalardan da kaçınmak gerekir.
Sonbaharda asmalar uzun süre sulanmadan kalırlar. Bu aynı zamanda çubukların odunlaşmasına yardımcı olur. Havanın çok kurak gitmesi durumunda sonbaharda da bir sulama yapılabilir. Aynı şekilde sığ veya kumlu topraklarda hasattan sonra da asmaları sulamaya devam etmelidir.
Hafif bir susuzluk, antosiyanin renk maddesini arttırdığı için, siyah ve kırmızı üzümlerde renklenmeyi olumlu yönde etkiler. Renk maddesindeki bu artış tanenin küçülmesinden değil, antosiyanin konsantrasyonunun artmasından kaynaklanır.
Yurdumuzda özellikle güney yörelerde yaz aylarında esen sıcak rüzgarlar (örneğin Antalya'da poyraz) asmalardan ve topraktan buharlaşma yoluyla aşırı su kaybına neden olur. Bu durumda bağların zaman geçirilmeden sulanmasında yarar vardır
Orta derinlikte topraklar, orta veya ağır bir bünyeye sahip ise yazın bir defa sulamak yeterli olabilir. Buna karşılık kumlu ve sığ topraklardaki bağlar yaz başından üzümler olgunlaşıncaya kadar, 2-3 hafta arayla düzenli olarak sulanmalıdır. Böyle topraklarda karıklar mayıs sonunda açılır ve daha sonra artık toprak işleme pek yapılmaz.