İNSANLARI AÇLIKTAN ÖLDÜREN HASTALIK: PATATES MİLDİYÖSÜ
İrlanda’ya ilk getirildiğinde sadece soyluların tükettiği patates, 18. yüzyılın başından itibaren adada yaşayanların temel besin maddeleri olan süt, tereyağı ve tahılın yerini almıştı. Bu dönemde küçük arazilerde tarım yaparak geçimini sağlayan İrlandalılar için Güney Amerika’dan gelen patates ilahi bir lütuftu âdeta. Ancak, patatesin can düşmanı olan mildiyö hastalığı okyanus ötesinden Avrupa’ya taşınınca alışılagelen tarım düzeni bir anda altüst oluvermişti. 1840’lı yıllar boyunca bütün Avrupa’yı kasıp kavuran bu hastalık 1846’da nüfusun üçte birinin geçimini patatesten sağladığı İrlanda’ya da sıçramış ve büyük zararlara yol açmıştı. Bir mikroskobik mantar hastalığı olan mildiyö, tam 1 milyon insanın hayatına mal olacak ve bir o kadar insanın ülkesini terk etmesine yol açacak girift hadiseler zinciri başlatmıştı İrlanda’da. Hastalık sebebiyle ekilecek tohumluk patates dahi kalmayınca, takip eden yıllarda hastalığın etkisi çok daha şiddetli hâle gelmiş ve milyonlarca insan açlıkla karşı karşıya kalmıştı. 1852’ye kadar devam eden kıtlık, ada nüfusunun yaklaşık dörtte bir oranında azalmasına neden olmuştu.
İrlanda tarihindeki en hazin trajediler arasında yer alan bu dönem “Büyük Kıtlık” olarak adlandırılmıştır. Bu hadise hem ülkede kalanlar hem de ülke dışına göç eden İrlandalılar üzerinde derin etkiler bırakmış, Adanın demografik ve politik yapısında değişikliğe neden olurken, romanlara ve şiirlere de konu olmuştur. İşin en acı taraflarından biri de beş yıl boyunca büyük bir açlığın hüküm sürdüğü İrlanda’da üretilebilen gıdanın halka dağıtılması yerine İngiltere’ye ihraç edilmesi ve bu süre zarfında İrlanda’nın gıda ihraç eden ülkeler arasında yer almasıdır. İşte, kendi insanlarının dahi halka sırt çevirdiği bir dönemde, Osmanlı Devleti bu ıstıraba seyirci kalmamış, siyasî sürtüşmeler ve ulaşım güçlüklerini göze alarak, dört bin kilometre uzağa tahıl yüklü gemiler ve bir miktar da para göndermek suretiyle açlık çeken Ada halkının yanında yer almıştır. 2010 yılında ülkemizi ziyaret eden İrlanda Cumhur-başkanı da, Osmanlı padişahı Abdülmecid`in gönderdiği yardımlar için Türkiye’ye teşekkür etmiştir.
Patates Mildiyösü nedir?
Patates mildiyösü (Phytophthora infestans), patates yetiştirilen bütün tarım alanlarında görülen bir mantar hastalığıdır. Hastalıklı yumruların tarlaya dikilmesi sonucu alt yapraklarda küçük, sulu lekeler olarak ortaya çıkan hastalık, iklim şartlarının da uygun gitmesiyle yaprakların kuruyarak kahverengileşmesine ve ölmesine neden olur. Daha sonra yeni enfeksiyonlara sebebiyet verecek mikroskobik limon benzeri hastalık sporları gelir dünyaya. Rüzgâr ve yağmur bu sporların etrafa yayılmasına ve yeni enfeksiyonların oluşmasına yardım eder. Yağışlı havaların da etkisi ile bir müddet sonra patatesler çürür ve etrafa kendine has kötü bir koku yayar.
Hasta bitkilerden etrafa salınan sporlar yaprak yüzeyindeki su veya etrafı çevreleyen yüksek rutubet vasıtasıyla şişer ve bir tohum gibi çimlenir. İncecik bir çim tüpü oluşturur, sonra yaprak yüzeyindeki stomalardan veya dokuyu delerek bitkiye giriş yapar. Bitki içerisine girince örümcek ağı misali kollarıyla (hif) hücreler arası boşlukları sarar. Çoğaldıkça çoğalır ve bir kitle hâlinde (misel) yaprağın her yanını kaplar. Sahip olduğu emeçlerle (haustorium) bir şırınga gibi hücrelerden öz suyunu emerek beslenir. Emilen hücreler ölürken, hifler hücreler arası boşluklarda uzar da uzar… Eğer uygun şartlar devam ediyorsa milyonlarca sporu netice verecek şekilde bitkiyi bir bütün olarak kaplar. Sadece dört gün gibi kısa bir süre sonra yeni sporlar oluşur. Ancak, mildiyö kendine has şartlar ister: %100’e yakın nem ve 15-25°C sıcaklık gibi. Sıcaklık 30°C’nin üstüne çıktığında hastalık durur; uygun şartlar oluştuğunda da tekrar aktif olur.
Artık hastalığın ikinci aşaması başlar. Şimdi, toprak altındaki patates yumruları tehlikededir. Yapraklardan toprak yüzeyine yıkanan sporlardan bir müddet sonra hareketli lağımcı sporlar (zoosporlar) oluşur. Bunlar yağışlı hava-ların etkisiyle suyla kaplı toprak zerreleri arasında bir denizaltı gibi yavaş yavaş hareket ederek, patates yumrularını istilaya koyulurlar. Yumrularla karşılaştıklarında ya hazır bulunan tabii açıklıklardan (lentiseller) ya da kabuğu delerek yumrunun içerisine giriverirler. Sonrasında yaprağın başına gelenler tekrarlanır. Hastalık, tarladan hasat edilerek depoya taşınan patates yumrularında da devam eder. Patateslerin büyük kısmı depoda çürür. Nispeten sağlam kalan yumrular ise tarlaya aktarıldıklarında bir sonraki yıl hastalığı başlatan kaynak olurlar.
Mildiyö ile nasıl mücadele edilmeli?
Mildiyö günümüzde de patates tarımı yapılan her yerde problem olmaya devam etmek-tedir. Bütün bitki hastalıklarında olduğu gibi mildiyönün kontrolünde de hijyen büyük öneme sahiptir. Bunun için sağlıklı patates yumruları kullanılmalı, tarlada kalan hasta yumrular imha edilmeli, toplanamayan ve bir sonraki yıl süren patatesler tarladan uzaklaştırılmalıdır. Ayrıca hastalığa dayanıklı olan patates çeşitleri seçilmelidir. Hastalığa sebebiyet veren fungustan (mantar), sürekli yeni ırklar oluşabilmektedir. Oluşan yeni ırklar neticesinde dayanıklı çeşitler kısa sürede duyarlı hâle gelmekte, bu da sürekli olarak yeni dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Gerekli tedbirlerin alınması ve önleyici /tedavi edici ilaçların (fungusit) da kullanılması ile günümüzde bu hastalık zor da olsa kontrol altında tutulabilmektedir. Ancak alınan bütün tedbirlere rağmen mildiyö, dünya genelinde her yıl yaklaşık 6 milyar dolarlık zarara yol açmaktadır.
Kaynaklar: http://www.ekolojimagazin.com
31.07.2013
4.015 okunma