Günümüzde su ürünleri sektöründe; üretim, ihracat, tüketim ve bürokrasi gibi alanlarda çeşitli sorunlar vardır. Bu sorunlar karşımıza: üretimde, teknik bilgi eksikliği, belli türlerin dışına çıkılamaması, potansiyel üretim alanı (turizm, çevre, ulaşım gibi sektörler arasında yer sorunu), üniversite düzeyindeki yetişmiş elemanların ihtiyacı karşılama potansiyelinin düşüklüğü; ihracatta, dağıtım ağının olmaması, talebi karşılayacak düzenli bir arzın garanti edilememesi, işlenmiş ürünlerde çeşitlilik olmaması; tüketimde, tanıtım ve reklam eksikliği, tüketicimizin beslenme kültürü açığı; bürokraside, üretim için uygun kara ve su alanlarının tahsisi, proje uygulama ve işletme faaliyetlerinde çok sayıdaki kamu kurum ve kuruluşlarının müdahalesi ve yetki kargaşası olarak çıkmaktadır.
Bu sorunların çözümü için mali, teknik, iletişimsel ve bürokratik desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bu destekler, devlet-özel sektör işbirliği; su ürünleri sektöründen tam olarak sorumlu ve gerekli tüm izinleri verebilecek yetkiyi bünyesinde barındıran bir devlet kurumunun kurulması, sektörün geliştirilmesi için bir fon oluşturulması. (işlevi:yeni ürünlerin, kuluçkahane tekniklerinin, kafes sistemlerinin, yeni üretim alanlarının ve balık sağlığı konusunun araştırılması-geliştirilmesi) olarak ortaya konulabilir.
Su ürünleri sektörü içinde bulunan kişiler bu sorunları ve çözümlerini zaten bilmektedirler. Ancak organize şekilde yönlendirilmiş bir kamuoyu baskısı kurulamadığı ve istekler topluca belirtilip sinerji yaratılamadığı için çözümler hep bir başka bahara kalmaktadır. Bu durumda ilk olarak, bireylerin topluca düşünmesini ve harekete geçmesini teşvik edecek, düzenli organizasyonlara ihtiyaç vardır.
Organize olmak, canlılar dünyasında hayatta kalabilmenin en önemli unsurudur. İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özellik, mükemmel bir sosyalleşme yeteneğine sahip olmasıdır. Ve çok barizdir ki, birlikte hareket etmeyen, her kafadan ayrı sesin çıktığı yapılanmalar amaçlanan hedeflere ulaşamazlar.
Kurulan su ürünleri örgütleri kamuoyu baskısı da yaratarak şu amaçları gerçekleştirebilirler:
-TBMM’den sektör için çok önemli olan yasaların çıkartılması ve düzenlemelerin yapılması için baskı unsuru oluşturmak,
-Su ürünleri sektörü ile ilgili gerekli tüm yetkiyi bünyesinde barındıran bir devlet kurumunu (turizm, orman, çevre, ulaşım vs. yerine tek bir bakanlık veya genel müdürlüğün) oluşturmak,
-Devletin ilgili kurumları görevleri olan şu işlerde yetersiz kalmaktadır: Balık av dönemlerine uyulmasını sağlamak, yasal olmayan av tekniklerinin uygulanmasını önlemek, tüm sektör (yetiştiricilik, avcılık, işleme, dağıtım vs.) içi ve dışı çeşitli birimler arası koordinasyon tesisi ile sinerji yaratılmasını sağlamak, Bunlar bağımsız su ürünleri danışmanlık ve izleme büroları tarafından gerçekleştirilmelidir. *
-Oluşturulacak güçbirliği sayesinde, balık hallerindeki fiyat dengesizliği, belirlenecek kotalar sayesinde ortadan kaldırılmış olur. Ürünlerde standart oluşturulur.
-Örgütler sektörün farklı sahalarında bulunan kişi veya şirketleri biraraya getirerek iletişimi arttırır. Bir bilgi sistemi kurulur. Sektörel bilgiler merkezlerde toplanarak verimli şekilde dağıtılır. ( örneğin: Balıkçılardan kurulan bir örgütten avlama ile ilgili tüm bilgiler elde edilebilir, sorunlar ve çözümleri daha iyi görülebilir, gerekli mercilere iletilerek daha çabuk çözüme ulaştırılabilir. Aynı şekilde organize olmuş üreticiler de kendi aralarında bilgi alışverişi sağlayabilir, bilgiler biryerde toplanır, sorunlar ve çözümlerin analizi daha iyi görülebilir, gerekli mercilere iletilerek daha çabuk çözüme ulaştırılabilir). Böylece üretici, üniversite ve devletin, önünü açıkça görmesi ve önlemler alması sağlanabilir.
-Devlet-özel sektör işbirliği sağlamak,
-Ticari yönü olan organizasyonlar (kooperatif, vakıf vb) kurularak sektörün gelişmesini sağlayacak bir fon oluşturmak,
Bu amaçla su ürünleri sektörü de sağlam temelli, geniş bir yelpazede çalışan, akılcı, başarılı ve istekli organizasyonlara sahip olmalıdır. Ayrıca bu organizasyonlar oda, dernek gibi örgütlerin yanında kooperatif ve vakıf gibi ticari oluşumlarda olmalıdır. Böylece yerel ve küçük kooperatifler birleşerek önce şehir bazında, daha sonra bölgelerinde, en sonunda ülke çapında bir konfederasyon oluşturabilirler. Bu yapı tüm gelişmiş dünya ülkelerinde benzer sorunların çözümünde kullanılan tek çıkar yoldur. Bu olmadığı durumda sektör, boşa harcanan ferdi çabaların, istekli ve azimli kişileri yıpratıp tükettiği bir cadı kazanına dönüşmektedir.
Peki bu organizasyonel yapılanma nasıl oluşturulacaktır?
Şu an zaten üniversite, devlet ve özel sektörde konuyla ilgili kişiler böyle bir ihtiyacın fazlasıyla farkındalar. Fakat bireysel çabalar, bu dağ gibi sorunlar karşısında etkisiz olmaktadır. Bu amaçla, bu kişiler olabildiğince halihazırda kurulu olan yerel ve kurumsal organizasyonlara katılmalı; böylece büyüyecek ana çatının temellerini oluşması sağlanmalıdır. Başvurulabilecek bazı organizasyonlar şunlardır:
Teknik personel için:
1-Su Ürünleri Derneği- Ege Üniversitesi Kampüsü Su ürünleri Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Raşit GURBET Tel: +90 232 388 4000 (1305)
2-TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 1462 Sokak No:33 Alsancak, Izmir Tel: +90.232.4220068 FAX : +90.232.4222764
Üreticiler, avcılar vb:
1- Ege Balıkçıları Su Ürünleri Koruma Derneği Gürler Cad. Altıevler Tel: +90 232 2390322
Öğrenciler için:
Öğrenciler için teknik personelin başvurduğu derneklere üyelik, mesleki sıfatlarını tam olarak elde edemedikleri için, şu an mümkün olamamaktadır. Ancak duyarlı kişiler, kendi okullarında kollar, odalar kurabilir ve mesleki organizasyon olmayan oluşumlara katılabilirler.
Filiz KARA
Su Ür. Müh.
* Su ürünleri danışmanlık ve izleme büroları avcılığın ve yetiştiriciliğin yoğun olarak yapıldığı bölgelere kurulmalıdır. Böylece balıkçı ve üreticiler bilgiye, bürolar da üretici ve balıkçılara daha kolay ulaşır; sinerji yaratılır; verimlilik artar. Bu bürolar örgütler birliğinin oluşturacağı konfederasyon gibi büyük oluşum tarafından denetlenebilir. Böylece bağımsız olarak çalışan bürolar gerçek verimlerini işe yansıtabilir.