Twitter

İNEKLERDE DOĞUM ÖNCESİ VE SONRASI DÖNEMDE BAKIM BESLEME NASIL OLMALIDIR

Bilindiği gibi, doğumdan 7-10 gün önce ve doğum sonrası ineklerde iştah düşmektedir. Doğum sonrası süt üretimi başladığı için hayvanlar büyük ölçüde enerji tüketirler. Düşen yem tüketimi ile birlikte, hayvandaki enerji çıkışı, enerji alımına göre geri kalır. Yani negatif metabolizma dönemi oluşur.

Bu dönemde hayvanlar yetersiz enerjiyi vücut yağlarından alır. Yağların parçalanması ile açığa çıkan ketonlar karaciğerin fonksiyonunu bozarlar ve şeker metabolizması aksar. Süt üretimi için gerekli glikoz üretimi yetmez. Yağların parçalanması ile ortaya çıkan yağ asitleri kan dolaşım sistemine girer. Bunlar karaciğerde enerjiye çevrilir. Ancak bu yağ asitleri karaciğer kapasitesinin üzerinde geldiği için, yağ olarak depolanır ve karaciğer yağlanması meydana gelir. Karaciğerin fonksiyonu bozulur. Şeker metabolizması aksar ve kan şekeri düşer.
 
Hayvanlarda halsizlik, sırt kamburlaşması, iştah düşüklüğü ve açığa çıkan ketonlardan kaynaklanan nefeslerinde aseton kokusu görülmesi en belirgin arazlardır. Aynı zamanda, gübrede zarların görülmesi, hızlı kilo kaybı, sütte düşme, sarhoş gibi yürüme, karında çökme gibi görüntüler de ortaya çıkmaktadır. Bazı hallerde aşırı sinirlilik görülür, ender de olsa hayvan saldırganlaşır, hatta insanları bile ısırabilir. Kanda artan yağ asitleri kan yolu ile meme dokusuna ulaşır. Bunun sonucunda sütteki yağ oranı yükselir. (%5’lerin üzerine çıkabilir.)
 
Ketosis’e ilkine doğumlarda ender rastlanır. Ancak ikinci ve sonraki doğumlarda sık rastlanmaktadır. Özellikle gizli seyreden ketosis’i anlamak çok zordur. Belirgin hale geldiğinde tedavisi pahalı ve güçtür. En çok görüldüğü dönem doğumdan sonra 1.ve 5. haftalar arasındadır.
 
Ketosis’in oluşması, stresli ortama (sıkışık barınak, yemlikte rekabet, yatılacak yerlerin yaş ve pis olması v.b) çok bağlıdır. Özellikle kuru dönemde aşırı yağlanmış hayvanlarda çok sık rastlanır. Bu nedenle kuru dönem beslenmesine çok özen gösterilmelidir. Hayvanlarda yağlanma olmayacak şekilde besleme uygulamalıdır.
 
Ketosis’in belirgin biçimde ortaya çıkması (klinik olarak saptanması) yanı sıra gizli seyreden biçimde ketosis daha çok görülmektedir. Ketoz belirgin biçimde oluştuğunda derhal veteriner hekime başvurulmalı ve bir an önce tedaviye girişilmelidir.  Tedavisi birkaç gün sürebilir. Çünkü tam bir tedavi gerekir.  Gizli ketosis çoğu kez anlaşılmaz. Doğru saptamak için test yapılması gerekir. Şüphelenilen hayvanlar içinde hekime başvurulmalıdır.
 
Ketosis için en iyi önlem koruma yöntemlerinin uygulanmasıdır. Bunları özetle aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
 
1.    Kurudaki hayvanlar temiz ve sıkışık olmayan yerlerde barındırılmalıdır.
2.    Yemlemede hayvanların yağlanmasını engelleyecek bir yol izlenmelidir. Doğumdan önceki dönemde kuru ot ağırlıklı kaba yem kullanılmalı, sılaj miktarı günlük 7-8 kg ile sınırlı tutulmalıdır. Kesif yem miktarı 6 kg’dan fazla olmamalıdır. Kuru maddede kaba yem oranı %70’lere yakın olmalıdır. Verilen kaba yem kalitesine çok dikkat edilmelidir.
3.    Doğumdan bir hafta önceden başlayarak verilen yem 4 öğünde verilmeli, her öğün sonunda yemlik süpürülüp, yemlik bir saat boş bırakılmalıdır. Artan yem her seferinde alınıp, genç hayvanlara verilmelidir.
4.    Hayvanların yemleri dağıtıldıktan sonra günde bir defada hayvan başına 10 gram hesabı ile toz ekmek mayası taze yem verildiğinde üzerine tuz eker gibi serpilerek verilmelidir.  (Maya buzdolabında saklanmalıdır.)
5.    Doğum sonrası günlerde benzeri yemleme yapılmalıdır. Yeme 10 gram maya ilavesi 3-4 gün sürdürülmeli, ayrıca hayvanlara günde 250-300 gram Propilen Glikol içirilmelidir.  Aynı zamanda yine koruma amaçlı olarak glikoz (sıvı) günde 200-300 gram olmak üzere yeme karıştırılarak veya iki defada içirilerek verilmelidir. (Yok ise, 0,5 kg kuru üzüm veya pekmez verilebilir.) Bu uygulama 3-4 gün yapılmalıdır.
6.    Doğum sonrası dönemde kesif yem birden arttırılmamalıdır. En fazla 6-7 kg verilmeli bir hafta böyle sürdürülmelidir. Var ise çayır otu, yok ise yonca+saman ve günde 7-8 kg’ı geçmeyecek şekilde silaj verilmelidir. Otlar kıyılmış olmalı kuru maddede kaba yem oranı %60’ın üzerinde tutulmalıdır. Kuru maddede protein %15’i geçmemelidir. (Yüksek protein bu aşamada zararlı kabul edilmelidir.) Amaç hayvanın sütünü arttırmasını geciktirmektir.  Sütün yükseldiği pik değere hayvanın ulaşması 7-8. haftaya uzatılmalıdır.
 
Hayvanların yem tüketimi normale döndükten yani açlık çukurları dolduktan sonra aşamalı olarak kesif yem arttırılmalıdır. Kaba yem eksikliği nedeni ile hayvan Asidoz’a girecek olursa, sorunun daha da büyüyeceği unutulmamalıdır. Özellikle kaba ve kesif yem homojen olacak biçimde karışmış olmalı hayvanın yemi ayıklaması önlenmelidir.
Sonuç olarak, ketosis’in bir süt sığırcılığı işletmesinde en önemli sorunların kaynağı olduğu bilinmelidir. Özellikle metrit (rahim iltihabı), kızgınlıkların aksaması, gebe kalmama (veya gecikme) sindirim organlarının yer değiştirip tıkanması (abomasum dönmesi), süt veriminde azalma ve hatta meme hastalıklarının çoğalması gibi olumsuzluklara neden olmaktadır.
 
Her türlü hastalıkta olduğu gibi en akıllıca çözüm, koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Ancak yukarıda belirtilen arazlar görüldüğünde hiç gecikmeden tedaviye başlamak veteriner hekime başvurulmalıdır.


TETA
Doç. Dr. Ömer TÖMEK Yönetim Kurulu Başkanı
 

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.