Twitter

ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİ VERTİCİLLİUM SOLGUNLUK HASTALIĞI

Bir toprak fungusu olan Verticillium dahliae; toprakta kışı genel olarak sklerot halinde geçirir.

Etmen ilkbaharda ağaçlara su yürümeye başladığında çimlenerek kök kısmındaki ince kılcal köklerden girer ve su iletim demetleri (ksilem)içine yerleşir. Burada gelişmesine devam eden fungus sporlar (tohum) oluşturur ve bu sporlar ağacın toprak üstü kısmındaki yapraklarına kadar götürdüğü özsu ile birlikte taşınırlar. Sporların iletim demetlerindeki miktarı öyle artar ki, bazen ağacın kendisi bazen de etmeninin sporları yan yana gelerek ağacın iletim demetlerini dalcık, ana dal, gövde veya kökün herhangi bir noktasından tıkar. Bu aşamadan sonra kapalı iletim demetinin beslediği sürgün kurur. Ayrıca, tıkalı iletim demeti de tıkanma noktasına kadar rengini değiştirerek kahverengimsi renge döner ve kurur. Kesici bir aletle kabuk kaldırıldığında açık iletim demetleri beyaz, tıkalı olanlar kahverengimsi görünür. Belirti oluşumunun ileri dönemlerinde tıkalı iletim demetlerinin bulunduğu kısımdaki kabukta kurur ve dalda damar şeklinde koyu renkli olarak belli olur. Hastalığın gelişimi genellikle ilkbahar ve yaz başında (Temmuz’a kadar) meydana gelmekte,yaz içinde durmakta, sonbaharda (Eylül’den sonra) tekrar gelişme devan etmektedir.

 

Konukçuları:

 

Ülkemizde 1941 yılında pamukta, 1970 yılında patates, domates, kırmızı biber ve patlıcanda, 1971 yılında şeftalide, 1972 yılında zeytin, yerfıstığı, susam, kayısı ve bamyada, 1973 yılında börülcede, 1981 yılında amerikan asma anaçlarında solgunluk hastalık etmeni olarak tespit edilen Verticillium dahliae, Akçaağaç, Pamuk, Badem, Ak kestanesi, Şerbetçi otu, Ayçiçeği, Karaağaç, Begonya, Kiraz, Böğürtlen, Karanfil, Berberis, Nane, Çilek, gibi 300 civarındaki bitkinin iletim demetlerinde tıkanıklık sonucu solgunluğa neden olmaktadır.

 

Mücadelesi:

Bugüne kadar yapılan çalışmalarda bu hastalığı yeterli şekilde kontrol edebilen kimyasal ilaç bulunamamıştır. Bitkide belirti görülen tıkalı iletim demetlerini tedavi edici hiçbir uygulama da yoktur. Ancak, zeytin ağacı yaprakların dışındaki sağlıklı iletim demetine sahip organlarının (turp ,gövde, anadallar ve dallar) kabuk kısmında bulunan uyur gözlerden sürgün oluşturarak çeşitli nedenlerle (yanma, kuruma, kırılma vs.) tacında eksilen kısımları yeniden oluşturma yeteneğine sahiptir. Ağacın bu özelliği dikkate alınıp;

- Verticillium dahliae etmeninin zeytinlik alanındaki toprağa bulaşmasını önleyecek tedbirler alınarak,

 

- Bulaşık zeytinliklerde ise; etmenin köklerden girişini önleyecek yöntemler uygulanarak bu hastalıkla mücadele edilebilmekte, ağaçların verimliliği ile canlılıklarını tekrar kazanmaları ve korunmaları sağlanabilmektedir.

 

Bu hastalık etmeniyle mücadele konusunda dünyadaki yapılan çalışmaları içeren literatür bilgilerine dayanan ve ülkemizde uygulanabilir olduğunu düşündüğümüz etmenin toprağa bulaşmasını, yayılmasını ve köklerden bitkiye girmesini önlemek için alınacak tedbirler ile uygulanacak yöntemle şunlardır:

 

- Solgunluk ve kuruma belirtilerinin görüldüğü hastalıklı sürgün ve dallar sağlam kısımdan itibaren budanmalı ve bahçeden uzaklaştırılmalıdır.

 

- Yere dökülen hastalıklı yapraklar toprakta hastalık kaynağı oluşturacağından, kuruyan kısımların budanması yapraklar dökülmeden önce tamamlanmalıdır.

 

- Hastalığın bulaşma ve taşınma riskini azaltmak amacıyla budama aletleri sık sık alkol, çamaşır suyu (sodyum hypoklorit) veya ateşten geçirilerek dezenfekte edilmelidir. Özellikle hastalıklı ağaç kısımlarının kesilmesinde kullanılan budama aletlerinin kesici kısımlarında kalan odun parçaları sıyrılıp yakılarak yok edilmelidir.

 

- Etmenin bitkiye girişini önlemek amacıyla köklere zarar verecek derin toprak işlemesinden kaçınılmalıdır.

 

- Hastalığın yayılmasını önlemek üzere toprak işleme aletleri temizlenmelidir.

 

- Hastalık etmeninin ve bulaşık toprağın taşınmasını önlemek üzere karık ve salma sulama sistemleri uygulanmamalıdır. Sulama, etmenle bulaşık olmayan su ile damlama sulama şeklinde yapılmalıdır.

 

- Zeytin bahçelerinde hastalığın bulaşma ve taşınma riskini arttırdığı için etmenin konukçusu olan özellikle pamuk, sebze (özellikle Solanaceae ve Cucurbitaceae familyası) , kolza, ayçiçeği, çilek v.b. tarımı yapılmamalıdır.

 

- Yeni tesis edilecek zeytin bahçelerinin bulunduğu alanlarda, hastalığın konukçusu olan bitkilerin tarımı yapıldıys; bu topraklardan patojeni arındırmaya yönelik en az 2 yıl V. dahliae’nin konukçusu olmayan arpa, buğday gibi tahıllar ile brokoli, mısır gibi bitkiler yetiştirilmeli ve konukçusu olan Solanum nigrum (Köpek Üzümü) ve Xantium sp.(Domuz Pıtrağı) yabancı otları ile mücadele yapılmalıdır. Bulaşık alanlarda mümkünse tesis kurmaktan kaçınılmalıdır.

 

- Yeni tesisler hastalık ile bulaşık olmayan sağlıklı bitkiler ile kurulmalıdır. Bu konuda ülkemizdeki uygulanan fidan üretim sistemi, kullanılan üretim materyallerinin etmen ile bulaşık olması ihtimaline fırsat yaratmaktadır. Bunun önlenmesi için fidan üretiminde kullanılan üretim materyallerinin özel olarak kurulacak ve devamlı kontrol altında tutulacak zeytin damızlık tesislerinden temin edilmesi zorunlu hale getirilmelidir.

 

- Özellikle bu hastalık yönünden riskli olan alanlarda kurulacak tesislerde hastalığa dayanıklı çeşitler kullanılmalıdır. Bu konuda ülkemizdeki zeytin çeşitlerinin dayanıklılığına yönelik bitirilmiş bir çalışma bulunmamaktadır. Ancak, ülkemize dışarıdan getirilmiş yabancı zeytin çeşidi olan Manzanilla’nın bu hastalığa hassas olduğu unutulmamalıdır.

 

- Zeytin bahçelerinde uygulanacak gübreler yaprak ve toprak analizlerine göre belirlenmelidir. Özellikle zeytin ağaçlarının hastalığa karşı duyarlılıklarını önlemek amacıyla hızlı gelişimi saylayan aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınılmalı, potas eksikliğinin giderilmesine yönelik gübrelemeye önem verilmelidir.

 

- Özellikle ağaç köklerinin bulunduğu bölgede olmak üzere topraktaki hastalık etmeninin aktivitesini azaltan veya önleyen antogonist mikroorganizmaların sayısını arttırmaya ve etmenin miktarını azaltmaya yönelik şu yöntemler uygulanmalıdır;

a- Fidanların dikilmesi sırasında dikim toprağı ile hastalık belirtisi görülen ağaçların kök bölgesindeki toprağa bıçkı tozu ile brokoli kalıntısı tek başına veya birlikte karıştırılmalıdır. Bıçkı tozu, verimli bir ağaç için 10 kg/Ağaç dozunda olmalı ve hastalığın konukçusu olmayan kavak, çam gibi ağaçlardan elde edilenler tercih edilmelidir. Toprağa brokoli kalıntısı ilavesi için ise; ağaç köklerinin bulunduğu alana ( taç izdüşümü altına ) brokoli dikilip çiçeği insan yiyeceği olarak kullanıldıktan sonra diğer artıkları toprağa karıştırılmalı veya başka bahçeden ağaç kök alanına eşit miktardaki alanda bulunan brokoli bitkileri sökülerek parçalanır ve ağacın kök bölgesindeki toprağa uygulanmalıdır.

 

b- Özellikle hastalık belirtisi olan ağaçların köklerinin bulunduğu alana sıcak yaz aylarında toprak solarizasyonu uygulanmalıdır. Toprak solorizasyonunun uygulanması sırasında ışığı geçirecek şekilde saydam naylon kullanılmalıdır. Solarizasyon yapılacak toprağa bıçkı tozu ile brokoli kalıntısı da (tek başına veya birlikte) uygulanırsa hastalığın kontrolündeki etkinlik artabilir.

 

Yazının Devamını Görebilmek İçin Burayı Tıklayınız...>>>

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.