AB içerisinde zeytinyağı ortak piyasa düzenlemeleri ilk olarak 1966 yılında uygulamaya girmiştir. Amaç zeytinyağı arzını ve ticaretini düzenlemek, fiyat dalgalanmalarına karşı piyasa dengelerini sağlamak ve üreticilere gelir sağlamak olmuştur. 1998 yılında zeytinyağı ortak piyasa düzeninde yeni bir reform çalışması yapılmıştır. 1998-2004 dönemi reforma geçiş dönemi olmuş, 2004 yılından sonrada reform dönemi başlamıştır. Bu reformla birlikte, AB müdahaleci politikalardan vazgeçmiş, desteğini üretimden bağımsız araçlara yöneltmiş ve kırsal kalkınma, çevre ve kalite politikalarını öne çıkarmıştır. Reforma geçiş aşamasında coğrafi bilgi sistemine girilmiş bu da üretim yardımı suiistimallerinin önlenebilmesi, zeytin yetiştiricilerinin kayıt altına alınabilmesi, güvenilir istatistiksel verilerin elde edilebilmesi ve yardımların kontrol edilebilmesi amacıyla uygulanmaya başlanmıştır.
Üretim yardımı: 1998 yılına kadar üretim yardımı, üretim hedef fiyatı ile temsili piyasa fiyatı arasındaki farkın alınması ile bulunarak ödenmiştir. 1998-2004 yılları arasındaki geçiş döneminde üretim yardım miktarı 1322.5 Euro/ton olarak sabitlenmiştir. Üretim yardımının sabitlenmesinin nedeni üretimin hızla artmış olması ve arz fazlalığının oluşmaya başlamasından kaynaklanmıştır. 2004 yılında başlayan yeni reformla birlikte üretim miktarına bağlı yardımın yerini “tek ödeme” adı altında üretim miktarından bağımsız yeni bir yardım almıştır. Zeytinyağı için ayrılan bütçenin asgari yüzde 60’ı 30 dekardan büyük olan tarımsal işletmeler için tek ödeme planı haklarına dönüştürülmüştür. Ödemelerin yüzde 40’lık bölümü ise zeytinlik yardımı adı altında üreticilere verilmektedir. Ayrıca üye ülkeler bu yardımların yüzde 10’luk bölümünü kalite önlemlerine yönelik kullanabileceklerdir. Tek Ödeme sistemi adı altında Alınan yardım tutarının hesaplanmasında dört yıllık sezon ortalaması baz alınmıştır. Mevcut yeni yardım tutarı garantilenmiş miktar üzerinden yapılan ve 1998-2004 sezonlarını kapsayan tutara denk getirilmiştir. Buradan anlaşılacağı gibi yardım sisteminin değişmesine karşın üreticiye verilen desteklerde miktarsal açıdan değişiklik olmamıştır. Tek ödeme sistemi 2005-2006 kampanya döneminden itibaren uygulanmaya başlamıştır. Uygulamaya dönük bürokratik problemler halen sürmektedir. Bugün halen toplam üretim maliyetinin 1/3 üreticiye destek olarak verilmektedir.
Müdahale fiyatı: 1998 reformu ile birlikte müdahale fiyat uygulaması ve müdahale alımları yürürlükten kalkmıştır. Bunun yerini “tek ödeme sistemi” almıştır.
Stoklama yardımı: 1998 reformu ile birlikte kamusal stoklama yardımı kalkmış, özel stoklama yardımı devreye girmiştir. Piyasa fiyatlarının bozulması ve buna bağlı olarak, naturel sızma fiyatlarının 1779 Euro/ton, natürel birinci fiyatlarının 1710 Euro/ton, lampant (2 asit) fiyatlarının da 1524 Euro/ton’un altına düşmesi durumunda depolama yardımı talep etme hakkı doğmaktadır. Yardımın yürürlüğe girmesinden itibaren sadece bir kez uygulanmış olup, 2001 yılında 1.22 Euro/ton/gün yardım verilmiştir.
İhracat yardımı: Dünya piyasa fiyatlarının iç piyasa fiyatlarından düşük olması durumunda ihracat yapanlara verilen destektir. En son verilen ihracat yardım tutarı kutulu natürel sızma için 60 Euro/ton, kutulu riviera için 55 Euro/ton olmuştur. Son uygulamalarda verilmemektedir.
Tüketim yardımı: 1998 reformu ile birlikte uygulamadan kalkmıştır. Kaldırılmasındaki en büyük sebep dolumcu firmaların yardımı suiistimale uğratması olmuştur. 96/97 sezonunda 0.12 Euro/ lt tüketim yardımı verilmiştir.
Konserve sanayine yardım: Üretiminde zeytinyağı veya pirina yağı kullanan tesisler 44 Euro/ton yardım alabilmektedir.
Pazarlama ve promosyon yardımları: Zeytinyağı tüketimini artırmaya dönük çalışmalarda tüketici bilincinin oluşturulmasına dönük bilgilendirme ve fiyat promosyonları AB bütçesi kaynaklı yürütülmektedir. 2003 yılından itibaren sofralık zeytin ve zeytinyağı tanıtımı, tarımsal ürünler tanıtım programı içinde yer almıştır.
Ayrıca İspanya’nın AB bütçesinden vermiş olduğu yardımlar;
Zeytin sıkma ve sofralık zeytin işleme tesislerine kalitelerinin iyileştirme ve çevreye olan etkilerini iyileştirme amacıyla teknik yardım, ayrıca işletmelerde hijyen sistemini kurma ve uygulama (HACCP) (2003-2004 sezonu için), teknik yardım olarak maksimum 3000 Euro, hijyen sistemi için maksimum 1500 Euro.
Zeytinyağı laboratuvar kurulumuna destek. İki aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşaması laboratuvar kurulumu maksimum 22.146 Euro. İkinci aşaması laboratuarda ISO 17025 sisteminin kurulumu, ISO 17025 ile duyusal analizler için 9.000 Euro, fizikokimyasal analizler için 6000 Euro.
Ekolojik tarıma destek: Minimum 1 hektar zeytinlik olmak şartıyla, zeytinlikler için 266.85 Euro/hektar yardım.
Üretici gruplarının yapılanması, üreticilerin, üretici organizasyonları ve onların birlikleri bünyesinde toplanması amacıyla destek. Destek 5 yıl boyunca sürecek olup, birinci yıl maksimum 100.000 Euro, ikinci yıl maksimum 100.000 Euro, üçüncü yıl maksimum 80.000 Euro, dördüncü yıl maksimum 60.000 Euro, beşinci yıl maksimum 50.000 Euro.
Son gelişmeler;
AB’nin 2007-2013 yılları arasındaki yardım planında en önemli hedef kooperatiflerin birleşerek, güçlerini daha etkin kılmak ve ürünün uluslararası pazarlarda değer bulmasını sağlamaktır. AB yardımları, genel anlamda sadece zeytinyağına değil tüm tarım sektörüne hitap etmektedir. AB ülkelerinde uzun yıllar tarım, tarıma dayalı sanayi ve kooperatiflere yapılan desteklerle teknolojik altyapı ve finansman gücü itibariyle doygunluğa ulaştığı, bundan sonraki ve en önemli ayağının ise satış, pazarlama ve pazara dönük olacağı görülmektedir. Bu amaçla Mayıs ayı başında yapılan toplantıda, bazı çerçeve kararlar alınmış ve bunların da önümüzdeki aylarda uygulanması gündeme gelmiştir. Bunları şu başlıklar altında toplamak mümkün;
Kooperatiflerin birleşmesini teşvik etme ve kolaylaştırmaya dönük yardımlar. Kooperatif birleşmeleri ve güçlenmelerine dönük finansman desteğinin AB kaynaklı olacağı, uygulama alanında ise ilgili ülkenin bakanlıkları görev alacağı belirlenmiştir. Bunlardan üzerinde en çok durulan ise küçük kooperatiflerin büyük kooperatifler etrafında birleşebilmesi için koymaları gereken sermayenin yüzde 50’sinin söz konusu destek fonundan karşılanacağı.
İspanya’da zeytinyağı sektörünün yüzde 70’ine hakim olan kooperatiflerin uzun yıllar aldığı desteklerle üretim, teknoloji altyapısı ve finansman gücü anlamında sarsılmaz bir noktaya ulaştığı ve bunun son ayağı olan satış ve pazarlama desteğine geçilmesi gerektiği. Satış, Pazar ve pazarlama alanında AB kaynaklı fonların bu noktada harekete geçirilmesine dönük ise bu alanlarda yetkin, istihdam sağlamaya dönük çalıştırılan personelin ücretinin 3 yıllık süre için yüzde 30’unun fonlardan karşılanması.
Kooperatif yöneticilerinin bilinçlendirilmesi ve değişen piyasa düzeni içinde manevra kabiliyeti kazanabilmeleri için eğitim programları düzenlenmesi ve bunun da yine ilgili AB fonundan karşılanması
Üretim yardımının dışında teknoloji gelişmesini teşvik etmeye dönük yatırım destekleri bulunmasına rağmen sektörün yatırım doygunluğu nedeniyle bu kaleme de talep olmadığı belirtilmiştir.
Üretici, üretici örgütleri açısından alana bakıldığında AB kaynaklı desteklerin finansal ve teknik altyapı donanımı açısından ciddi doygunluğa ulaştığı görülmektedir. İspanyol zeytinyağı sektörünün yüzde 70’ine sahip kooperatifler altyapı, teknoloji, üretim, kalite anlamında son derece gelişmiş, sarsılmaz bir yere oturmuştur. Bundan sonraki bakış açısı ürettikleri ürünü dökme değil, ambalajlı ve markalı olarak pazarlayıp, gerek iç pazarda gerekse de dış pazarda büyük sanayi firmalarıyla rekabet edebilmektir. Bu amaçla AB desteklerinde yeni bir sayfa aralanmıştır. Önlerindeki en temel konular olan pazarlama ve satış konusunu yine bu desteklerle geliştirme yolunda önemli mesafeler kat edilmiştir.
AB’de zeytinyağı sektörünü büyüklü küçüklü birçok işletmenin bulunduğu, genellikle karlılık marjı düşük ve üretimde yıllık değişimlerin yaşandığı bir sektör olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda zeytinyağı ticareti yapan firmaların birleşmesi ve kartelleşmeye yönelmesi sonucunda üreticinin örgütlü yapı içinde desteklenmesi de kaçınılmaz görülmektedir. Sektörde 350 bin ton ambalajlı piyasaya dünyanın 8 noktasında hakim olan kartel firmaları, zeytinyağı fiyatlarında radikal değişimlere yol açan yoğun spekülasyonlar da yapmaktadır. Bu gelişmeler paralelinde güçlü karteller karşısında üretici örgütlerinin önemi eskisinden daha da büyük önem taşımaktadır. Üreticinin gelecekte en büyük güvencesi kooperatifler ve tarım satış kooperatifleri birlikleri olacaktır.
Türkiye’de zeytinyağı sektörünün AB’ye uyumu;
Üretim miktar ve kalitesindeki artışı sağlayabilmek için, zeytinin bakım, budama, sulama, hasat tekniklerinde ve zeytinyağı işletmelerinin kullanmış olduğu teknolojilerde iyileştirmelerin yapılması, bu konuda sektörün yatırım maliyetleri açısından desteklenmesi, üreticilerin konuyla ilgili bilinçlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.
AB’de mevcut olan coğrafi bilgi sistemi, sektöre yönelik güvenli bir envantere sahip olmak adına büyük önem taşımaktadır. Sistemin ülkemizde de kurulmasına yönelik çalışmalar başlanması gerekmektedir.
AB üreticisi, üretim maliyetlerinin 1/3'ünü aldığı yardımlardan karşılamaktadır. Ülkemizde üreticilere verilen prim son derece yetersizdir. Üreticinin ürününü sahiplenip, bakması için gerekli olan teşvikler sağlanmalıdır.
Dış ticaret açısından ürün devamlılığı son derece önemlidir. Bu sebeple, depolama teşvikine yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir.
AB’nin üyelik öncesi belirli bir tarih itibarıyla ağaç sayısına verdiği destekleri belirlemesi sebebiyle, üyelik öncesinde mevcut ağaç sayısı ve verimliliğin arttırılması gerekmektedir.