Twitter

ESKİ TARIM ALETLERİ VE KULLANIM ALANLARI

Teknolojinin tarımla tanışmadığı yada eski zamanların tarım teknolojisinin elverdiği kadarıyla gelişebilen tarım aletleri ve kullanımları.

Karasaban
Karasaban ancak at, öküz, eşek veya katır gibi hayvanlarla çekilir.
 
Yüzlerce yıldır sürdürülen klasik tarım yöntemlerinin vazgeçilmez aracı olmuştur. Tüm gövdesi ahşaptan yapılmış olup, toprağı süren ağaç gövdenin ucuna saban demiri takılır. Saban ucundaki demir şekil olarak bahçeleri kazdığımız belin ucundaki demire benzemektedir.
 
Kara sabanı kullanmak özel beceri ister. Belli bir derinlikte sürmek bir hayli zahmetlidir. Uzun ömürlü olmayıp, kurak toprağı sürerken kırıldığı dahi olur. Kara sabanla sürülen tarla çabuk bitmez, adeta kara sabanla tarlada yapılan iş ilerlemez..
 
Orak
Ekin biçmekte kullanılan, yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin biçme aracı.Orijinal yazılışı (eski türkçede) orgak' . 'ormak' fiilinden türemiştir ki ormak ağaç budamak, ot biçmek anlamlarına gelir.Bilhassa engebeli alanlarda,tırpanın giremediği alanlarda kullanılmaktadır.
 
Tırpan
Dünyada gelişen yeni teknoloji, birçok araç ve gereci günümüzde atıl durumda bırakırken, asırlık tarım araçlarımızdan tırpan ise hala teknolojiye meydan okuyor.
 
Dünyanın en eski tarım araçlarından biri olan tırpan gelişen teknoloji karşısında hala güncelliğini koruyor. Teknolojinin gelişmesi ve modern ziraat araçlarının imal edilmesiyle artık eskisi kadar kullanılmayan tırpanlar, hala engebeli arazilerde kullanılmaya devam ediyor.
 
Pulluk
Tüm aile fertleriyle beraber yürütülen tarımsal faaliyetlerin bir dönün noktasıdır, pullukla ilk tanışmak.
 
1975 yılına kadar kara sabanla yürütülen ekim işlerinin yerini bu defa yine boyundurga koşulmuş bir çift koşum hayvanı peşinde pulluk almıştır.
 
Yüzlerce yıldır sürdürülen klasik tarım yöntemleri içinde uzun sürmeyen son devrim niteliğindedir.
 
Ekin Arabası ve Boyundurluk
Tarımın en yoğun yapıldığı yıllarda tarlalarda biçilmiş ve deste yapılmış buğday hasatı resimde görülen bu arabalara yüklenerek harman yerine getirilirdi.
 
Yine resimde görüldüğü gibi arabaya dayalı duran ve boyunduruk denilen koşum aletine, bir çift öküz veya manda koşulur. Ekin desteleri yüklenip sıkıca bağlandıktan sonra, yüklü ekin arabası, boyunduruğa koşulmuş hayvanlarla yol boyu çekilerek harman yerine getirilirdi.
 
Kızak
Kullanıldığı alanlar ; Tarım yapılan birçok arazi yamaç ve düzgün bir yolu olmayan yerdedir. Hayvanlara koşulmuş araba ile birçok tarlaya gidip gelmesi mümkün değildir.
 
Bu nedenle ekim zamanı tarlaya tohum vs. getirmek için veya tarladan kaldırılan hasatı getirmek için kızaklar kullanılırdı.
 
Harman Döveni
Makinalı potosa geçişten önce, harman almak (buğdayı başağından çıkartmak ve saman yapmak) için kullanılan dövenler.
 
Genellikle çam ağacından imal edilir. Resimde görüldüğü gibi altında kanalcıklar açılarak, içine çakılmış kesici çakmak taşları vardır. Her yeni hasat zamanı pazardan alınarak, döven altındaki eksik olan kesici çakmak taşları tamamlanır veya yenilenirdi.
 
Önü yukarı doğru eğimli ve koşum hayvanlarının çekmesi için zincir bağlantı yeri görülmektedir.
 
Dövenle Harman Alma
Harman makinası ile hasatın yaygınlaşmasından önce, harman koşum hayvanları peşine koşulmuş dövenlerle alınırdı.
Henüz sahah güneş yükselmeden yığınlardan bozulan buğday desteleri düz harman alanı içine saçılır. Sonra da bir veya iki çift koşum hayvanının çektiği ve üzerinde ağırlık olarak bir iki insanın bindiği döğenler üzerinde dönülür durulurdu.
Havanın sıcaklığıyla gevremiş buğday başakları içinden buğday taneleri çıkıp, gövdeleri saman oluncaya kadar bir müddet sağa, sonra da sola dönülerek sayısız turlar atılırdı.
 
Tamamen saman oluşumu ve buğday ayrışımları gözlendiğinde artık dövenler kenara alınır. Harman üstündeki kaba saman yığıntıları dirgen el aleti ile sağrularak samanlık içine doldurulurdu. Geriye kalan ince samanlı buğday karışık halde tepeleme yığılarak toplanırdı. Yığıntı etrafında birkaç kişi havanın rüzgarlı olması anında yukarı sağrularak, ki buna tınaz denir, içindeki ince saman ayrışana kadar yukarı sağrulurdu.
 
Tınaz sağurmak saatler süren zahmetli bir iştir. Hele bir de rüzgar esmez ise oturup rüzgar beklenir. Kaba ayrıştırma işi böylece biter.
Kalbur denilen bir nevi elek içine doldurulan ince buğdaylı saman yığıntısı yukarıdan aşağıya silkelenerek dökülür.
Geri kalan çoğunluk artık buğday taneleridir. Kalan taneler orta elekten geçirilerek, çuvala doldurulur. Tarif ettiğimiz harman alma işi gün doğmadan başlayıp, akşam gün batımına kadar süren oldukça yorucu ve zahmetli bir iştir.
 
Taştan Yapılmış El Değirmeni 
Bulgur çekme hem yorucu, hem de uzun zaman alan bir iştir. Bunu önlemenin yolunu bulmuşlar: İmece.
 
İmece, komşuların bir araya gelerek sırsı ile birbirlerine yardımcı olarak bulgur çekme işidir.
 
Bulgur çektirecek kişi, imece yapacağı kişilere haber verir. Daha çok akşam yemekten sonra bulgur çekme eylemi gerçekleştirilir.
 
Bulgur çekmek için evin en büyük odası seçilir. Odanın tabanı örtülerle kaplanır. Bunlar daha çok sergide kullanılan temiz örtülerdir. Bunların üzerine kaç gurupta bulgur çekilecekse, o kadar el değirmeni yerleştirilir.
 
Bu işi genelde genç kızlar yaparlar. Kimin bulguru çekilecekse, komşu kızlarından önceden söz alınır. Daha çok akşamları bulgur çekme işine başlanır. Bazen aynı anda iki üç değirmen taşı birden dönmeye başlar ve sesi güzel olan gelinlerin ve kızların en güzel mahalli türküleri seslendirdiği anlardan birisi yaşanmaya başlanır.
 
Bulgur çekecek olanlar, el değirmeninin etrafında yerlerini alırlar. Bunlar en az üç kişidir ve daha da çok olabilir. Hazır olunca içlerinden usta olan birisi kaynamış buğdaydan oluşan bulguru değirmenin üst taşının tam ortasında bulunan delikten içeri avuç avuç bulguru ölçülü bir şekilde, düzenli aralıklarla koymaya başlar. Bu arada değirmenin üst taşı devamlı olarak çevrilmektedir.
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.