Soya bitkisi, köklerinde oluşturduğu nodüller içerisinde bulunan rhizobium japonicum bakterileri yardımıyla, toprak havasında bulunan serbest azotu, bağlayarak yarayışlı hale getirebilmektedir. Diğer bir ifadeyle, kendi ihtiyaç duyduğu azotunu kendisi üretebilmektedir. Bu nedenle, soya tarımında, azotlu gübrelemeye pek ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak, bitkilerin nodüllerini oluşturuncaya kadar geçecek süre içerisinde ihtiyaç duyabileceği az miktarda bir azotlu gübre uygulaması ekimden önce yapılabilir. Bunun miktarı, dekara 3-5 kg saf azotu geçmemelidir. Aşırı yapılan azotlu gübre uygulamasının, bitkilerde oluşacak nodüllerin sayısını ve bakterilerin topraktaki havanın serbest azotunu bağlamadaki etkinliklerini önemli derecede azalttığı bilinmektedir. Yine, bu miktarda azotun yanında bir miktar da fosforlu gübre uygulamasi yapılmalıdır. Bu amaçla, kompoze bir gübre olan diamonyum fosfat-DAP (% 18 N-% 46 P) ideal bir gübre olarak düşünülebilir. Yine, toprakta potasyum eksikliği söz konusu ise, potasyum içeren gübreler de uygulanmalıdır. Soya bitkisi, her ne kadar azotlu gübre uygulamasına ihtiyaç göstermiyorsa da, fosfor ve potasyum ihtiyaçları çok fazladır. Genel bir kural olarak, soya tarımında, ideal bir tane verimi için, saf olarak dekara 3-5 kg N (azot), 8-10 kg P (fosfor) ve 10-12 kg K (potasyum) gübresinin ekimden önce toprağa karıştırılması gerekmektedir. Burada, en önemli konu, tüm gübreleme işleminden önce, bir toprak tahlilinin yaptırılması gerekmektedir. Tahlil sonucuna göre, en uygun gübreleme şekli belirlenmelidir. Genel olarak, ülkemiz toprakları, özellikle potasyum açısından zengin durumdadir. Bu nedenle, potasyum uygulaması pek gerekmeyebilir. Azot, fosfor ve potasyum gibi ana besin maddelerinin yanında, bazen, bazı iz elementlerin de eksikliği söz konusu olabilir. Bu durumda, eksikliği görülen bu elementlerin, yaprak gübrelemesi şeklinde üstten uygulama ile bitkiye verilmesi gerekebilir.
Kaynak: Amasya Tarım